23 Nisan 2023 Pazar

PK

peekay
P.K
2014
Amir Khan 
Hindistan

Başka bir galaksiden geldik ve bizi getireni arıyoruz.. Bunun için bizden önce gelenlere sorular soruyor, onlardan kopyalar çekiyoruz. Kâh elbiseler, kâh sıfatlar, kâh apoletler ile sürüyor bu arayış. Sonra dile takılıyor; hangi dili anladığını öğrenmeye çalışıyoruz, dinlerin arasında. Olmuyor, el broşürü bastırıp arıyoruz her yerde. Bakıyoruz her dinde bir ritüel var. Demek ki uslüp bu deyip hepsini yerine getiriyoruz. Yine olmuyor. Hal böyle olunca anlıyor ve onunla yani insanların adlandırdığınca Tanrı ile  aramızdaki iletişimin çökertildiğine inanıyoruz. 
Aydınlanıyor ve şöyle diyoruz birden: “Herkes yanlış numarayı çeviriyor !” Tanrı uzakta değil, Tanrı birilerinin değil, Tanrı herkesin. Ancak bu gezegende ki umut tacirleri insanları bölmeyi ve koyun sürüsü gibi yönetmeyi öylesine becermişlerdi ki kimse doğru numarayı çeviremiyor, çevirmelerine izin vermiyorlardı. Hatta kimse doğru numarayı aramıyordu bile. Bir yanlış numara yetmişti insanların sorgulamasına.. Tabi ki umut tacirlerinin dikkatini çekiyoruz. Çapraz sorguya alıyor mahalleler bizi.
Tüm mesele basit ancak etkili soruyu sorabilmekti galiba ki soruyoruz yüzlerine “Hangi Tanrı`ya inanacağız ?” Çünkü O hangi dinin Tanrı 'sı değil. Her yerde ve her zamanda olan tek Tanrı. Ne var ki arayışımız içinde gördük ki bu gezegende iki Tanrı var.. Biri bizleri yaratan diğeri ise bizlerin yarattığı Tanrı!. Bizleri yaratan Tanrı`nın korunmaya ihtiyacı yoktu; süte, yemeğe, paraya, tapınağa, çaputlara, suya ihtiyacı yoktu. Tam tersine onu korumaya çalışanlar yalnızca bölünüyor sonra da yok oluyorlardı, yok ediyorlardı.. Yaratılan Tanrı ise yardıma muhtaç, riyakar, yalancı ve korkunç bir Tanrı idi. Ve bu Tanrı(lar) insanları bölmekten başka bir işe yaramıyordu.  Bu farklılık da insanların ölmesine neden olan en tehlikeli yanlış numaraydı aslında.
Hiç kimse bir dine mensup olduğuna dair işaretlerle bu gezegene gelmiyordu. Bunu herkes sonradan seçmişti. Ve veya buna maruz bırakılmıştı. İnsanoğlu bir paradoks gibi evvelden beri buna takılıp kalmıştı..

İşte PK en temiz en saf halimiz aslında. Bagajımızdaki yükleri boşaltmadan göremiyor veya bulamıyoruz. İçimizdeki Tanrıyı.



1899

1899
Dizi
Almanya / 2022

”Beyin göklerden daha uçsuz bucaksızdır. Yan yana koyacak olsak, biri diğerini kolayca içine alır, hatta bir de seni. Beyin, denizlerden daha derindir. İki maviliği karşılaştırsak, biri diğerini içine çekebilir. Süngerin çektiği bir kova su gibi.”

1899 felsefefi bir anafor. Gerçeklerden bihaber olduğumuzu, sadece görmek istediklerimizi gördüğümüzü ve zihnimizin kısıtlamalarına hapsolduğumuzu yüzümüze haykıran bir mesaj. Yapmamız gerekenin; bakış açımızı değiştirmemiz gerektiği reçetesini veren bir imla.

Ne ki Platon’un Mağara Alegorisinden bahsederken Daniel durumu Maura’ya ve veya bize şöyle tasdikler: ”Duvara yansıyan gölgeleri izleyip gerçek olduklarını düşünüyorsun, ama geriye dönüp baksan, o gölgeleri yaratan şeyleri, asıl gerçek olan şeyleri göreceksin. Unuttun. Neyin gerçek olduğunu unuttun. Hatırlamak zorundasın. Uyanmak zorundasın, yoksa uğrunda uyanacak bir şey kalmayacak ve bilincin sonsuza dek buraya hapsolacak.” 

1899 bu mülahazaların eşliğinde tahmin edileceği üzere metaforlarla dolu bir toprak, ayağı yere basmayan. Zira finalini aşağıdaki bir yığın soruyu kucağımıza bırakarak yapıyor !
Tanrı gerçekliğimizin yaratıcısı değil mi? O halde gerçek olan dünya, Tanrı’nın yaşadığı dünyadır. Biz de onun oyuncak evindeyiz. Hem Tanrı’yı kim yarattı? Bu sonsuza kadar uzayıp gitmiyor mu? Burası da bir anlamda oyuncak bir ev.

Bunun nedeni; duygusal olmaları mı, yoksa kader denilen şeyin insanın yakasını bırakmaması mı? Zayıf olan duygularına yenilen insanlık mı, yoksa ne yaparsan yap aynı sonu yaşamaya mahkum olan bir yaşam döngüsü mü? İnsanı insan yapan duygularından arınmak, insanlığın sonunu da değiştirebilir mi? Duygular varlığıyla insanları güçlü mü yapıyor, yoksa sadece zihni bulandıran düşüncelerden ibaret mi?

1899 içimizdeki kırıklara ayna tutan bir dizi. Yapışmaya veya yapı(la)ştırmaya davet eden belki de hapseden bir manifesto.

Hush! Girls Don't Scream


Şşşş kızlar çığlık atmaz !

Yönetmen: Pouran Derakhshandeh
Senaryo: Pouran Derakhshandeh
Yapımcı: Pouran Derakhshandeh
Yapım Yılı: 2013
Yapım Yeri: İran

"Ben hiç birşeyi savunmak istemiyorum.Neyi savunayım yürüyen bir cesedi mi? Ben öldüm, 8 yaşındayken öldüm.Ama hiç kimse katilimi aramadı."  repliği aslında filmin özeti..

Bir kadının kapalı toplumlarda ki çığlığının atılma(ma)sı gerektiği üzerine inşa değil dikte edilen yaşan(ma)mışlığa şahitlik ediyoruz. Bu bir yerde kadının değil coğrafyanın tacize uğradığının ifşası. Veya sosyolojisinin iflası. Hüsn-ü zan zaviyesinden ise itirafı. 

Katli vacip(!) olan bedenlerin dilce konuşamamsı. Konuşlanamaması dünyanın en kadim yerlerinde ! Bu film yaraya parmak pasıyor merhem değil. Derman olur mu bilinmez lakin beynelmilel bir mektup. Okumasını bilene..

16 Nisan 2023 Pazar

INCENDIES "İçimdeki Yangın"

INCENDIES
İçimdeki Yangın
2010
Kanada / Fransa 
Arapça-Fransızca
9/10


Kalanların yeni bir hayata doğması için gider bazıları.. Ne ki gideceğimiz yeri umursarken yolu kaçırırız çoğu kez. Ve iz bırakır yol içimize.

Bir vasiyetin içimizdeki yangına konum attığı yaşanmışlıkların izdüşümündeyiz. 'Çocukluk, insanın boğazına oturan yumru gibidir. Kolay kolay yutulmaz." der  çocuklarını yalnız bırakmış; tuhaf, sessiz ve yorgun bir anne olan Nawal Marwan. Sonra bizi içindeki o izlere basmadan yola davet eder veya içimizdeki izlere.

Hikaye, bırakır bizi coğrafyanın yüksek sesle fısıldadığı soruların ortasına. Veya açıldıkça cevaplanan her sorunun yerine daha büyüğünü koyarak finale kadar giden, giderken de nefreti ve aşkı örseleyen trajik bir sarmalın ortasında bırakır. Ve 1+1 in 1 ettiği, tutunduğumuzun dal değil tutsaklıklarımız olduğunu haykırır yüzümüze 72 numaradaki mahküm. 

Bu film doğru şıkkı bilmenin onu seçmeye yetmediğinin itirafıdır bir yerde. Ateşini kendi halinde bırakmayan ve ferinden sorumlu olanın itirafı.. Kâh aşk ile yazılan bir mektup kah acı ile yazılan bir mezar taşının itirazı belki de ?


11 Nisan 2023 Salı

HUNTERS


HUNTERS
Dizi
2020-2023
Dram/Gerilim
ABD

Hunters, kendi adaletlerini sağlamaya çalışan bir grup Nazi avcısının hikayesini konu ediyor. 1977 yılında New York City’de yaşayan bir grup insan, yüzlerce yüksek rütbeli Nazi’nin toplumun içinde yaşadığını keşfeder. Grup, Nazilerin ABD’de Fourth Reich’ı kurma planları yaptığını öğrenince, vakit kaybetmeden harekete geçmeye karar verir. Nazi avcıları, bu kanlı planı durdurmak için zorlu bir mücadeleye atılır.

Auschwitz’den sağ kurtulan bir Yahudi olan Offerman zengin bir iş adamıdır. Offerman savaştan sonra kaçan Nazi’lerin yıllardır Amerika’da olduğunu öğrenir ve bunun için bir şeyler yapmanın gerekliliğini görür artık ikinci bir Holokost’u istemeyen Offerman bu uğurda her şeyi yapmaya hazırdır. Buna tüm Nazi’leri avlamak da dahil.

‘Hunters’da geçen bazı olaylar gerçeğe dayanıyor.  O zamanlar gerçekten Amerika'da bir avuç Yahudi Nazi avcısı vardı. Dizide Judd Hirsch tarafından canlandırılan, tanınmış Nazi avcısı Simon Wiesenthal; önde gelen Nazi savaş suçlularının adalet önüne çıkarılmasına yardım etmişti.

Dizinin ikinci sezonu, üç yıl sonra, geçtiğimiz günlerde yayına girdi. Ancak yeni sezonun hikayesi bizzat Hitler’i avlamakla ilgili…

İlk sezonun finalinde, Hitler ve Eva Braun'un mutlu bir şekilde hayatta oldukları ve Arjantin'de saklandıkları ortaya çıktığı için işlerin ciddi şekilde raydan çıkmak üzere olduğu ima edilmişti. Dizi, Nazi liderinin 1945'te Berlin'deki sığınağından sözde kaçışıyla ilgili onlarca yıllık asılsız komplo teorilerini doğrular nitelikte.

İkinci sezonda, dağılan Avcılar, 1979'da, gerçek hayattaki birçok Nazinin saklandığı yer olan Arjantin'e giden Hitler'in izini sürmek için yeniden bir araya geliyor. Bu arada, 1975'e geri dönüşlerde, Pacino'nun aslında ‘Nazi kasabı’ olan ancak bunu gizlemeyi başaran Al Pacino’nun karakteri, ABD'de başarılı bir Yahudi iş adamı ve hayırsever kılığına girerken izlerini örtmeye çalışıyor.

Yahudi olduğu için sistematik olarak öldürülen milyonlarca insanın gözünden anlatılan bir dizi bu. Propaganda ise evet propaganda. İnsanlığa hemen ardında bıraktığı geçmişini anlatan bir propaganda hem de. Irkçılığın yeniden yükselişte olduğu bir zamanda izlemek ironik olduğu kadar önüne geçilmediği takdirde bazı şeylerin tekrar tekrar ortaya çıkabileceğinin de bizlere göstergesi olan bu kompozisyon izlenmeli. 

Hand of God

Hand of God
Dizi
2014-2017
ABD
Polisiye/Dram


Hand of God yozlaşmış bir hakim olan Pernell Harris'in, inançları ve adalet duygusu arasında sıkışıp kalmış hayatını anlatıyor..
Kendisi saygıdeğer bir yargıç. İşinde oldukça iyi. Ancak oğlunun başına gelenlerden sonra psikolojisi oldukça bozuluyor ve sonunda Hand of God Şapeli‘nde yeniden vaftiz ediliyor. Bu vaftizle birlikte yeniden doğduğuna ve kendisinin adaleti sağlamak için Tanrı tarafından görevlendirildiğine inandırılıyor. Öyle bir noktaya geliyor ki, Tanrı’nın kendisi ile komada yatan oğlu PJ aracılığıyla konuştuğuna inanıyor. Artık tek bir amacı vardır. Oğluna verdiği sözü tutmak. Bunu yaparken de adaleti kendi çıkarları ve kuralları doğrultusunda kullanmaktan de çekinmiyor. Yani kendi fetvasını kendi veren Pernell Harris sadece bir imge.  Ne ki bu adamdan her ülkede çokça var. 
Her mahallede !

TALES FROM LOOP

DÖNGÜ
Dizi
Bilim Kurgu
2020
ABD

Tales From the Loop, evrenin sırrını keşfetmek ve saklı kalmış gerçekleri ortaya çıkarmak için geliştirilen bir makinenin üzerine kurulan kasabanın ve kasabada yaşayan insanların hikayesini konu ediyor. 
Loop’tan yani Döngü den sızan tüm o teknolojiye rağmen şehrin dışında bir kasabada olduğumuzu hissediyoruz. Gökyüzü masmavi ve ağaçlar yemyeşil… 
Görsellik konusunda geçmiş ve gelecek arasındaki denge çok iyi kurulmuş. İkisinden biri ağır basmadığı gibi ikisinin birlikte bulunması homojen şekilde işlenmiş.
Dark vari bir kompozisyonun içinde buluyorsunuz kendinizi Döngü de. Şimdiki zamanda gelecekteki kendimizde kaybediyor, geçmiş zamanda buluyoruz kendimizi. Yani Loop devam ediyor.. Makina kasabanın değil bizim ortamızda. Hikayenin figürleri değişse de yüklemi tekrar be tekrar dönüyor bu sahnede.



SPLIT

Parçalanmış 
2016
Gerilim
ABD
James McAvoy 23 (hatta 24) karakteri bu kadar parça parça oynayan adam. Karakter geçişleri büyüleyici.. Doktoru ile arasındaki diyaloglar yüksek zeka ve takip istiyor, çok güzel. Diğer oyunculardan da Anya filmi hissederek ve veya hissettirerek oynamış. Finalde ki sürprizler çok etkileyici. Son karakterin ortaya çıkışı beklenmedik ! 
Beyin & İrade gücü bu tip bir fizyolojik değişim yapabilir mi ? Bilimsel ve tıbbi yönden bu mümkün mü ? Mantık terazisinde oturmayan sorular sorunlar... Ucu açık final devam filmi olacağını gösteriyor. Psikolojik gerilime ermek isteyenlere parçalanmış bir muhasebe.

10 Nisan 2023 Pazartesi

GODLESS


2017
Western 
Dizi
ABD
Godless, çekim teknikleriyle, kostümleriyle, dekoruyla modern Western türünün eşsiz bir örneği. Vahşi batı hasreti çekenleri aşırı tatmin edecek bir yapım. Konu olarak Western türünden biraz farklılaşıyor. Soluk benizli, kızılderili, siyah adam gibi temalardansa dönemin acımasızlığını konu ediniyor. Bazen diziyi bir sanat filmi havasına büründüren sahnelerle karşılaşıyorsunuz, bazen aksiyon bir an bile dinmiyor. Dinamiği ve matematiği ile alışılmışın dışında bir western dizi. 

2018 Primetime Emmy En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü
2018 Primetime Emmy En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü

The Voyeurs


2021
Gerilim
116 dk.
ABD
“The Voyeurs”, +18 kategorisinde sınıflandırılan "erotik" bir gerilim.

Düşünmeden yapılan seçimler, başkalarının hayatını kendi hayatının merkezi haline getirmek, huzurlu bir hayatı mahvetmek ve saplantının getirmiş olduğu olumsuzlukların sonucunda oluşan intikam... Entrikalarla dolu bir hayatın gölgesinde kalan bir çiftin karşı komşularının özel hayatlarını dikizlemesi ile başlayan bir trajik hikayesi..

Seyredilen, yaşanan hiçbir şeyin aslında göründüğü gibi olmadığını anlayacağınız pek çok "ters köşe" ile "sürpriz bir finali de" bünyesinde barındıran sert bir yapım.

Messiah


Mesih 
2020
Dizi
Messiah dizisi genel itibarıyla son yılların en iyi dizilerinden birisi olmayı başarmış gözüküyor.
Dizi işleyişi, senaryosu ve anlattığı konusu itibarıyla son yılların en gizemli ve dikkat çekici yapımlarından biri gibi.. Yakın gelecekte gerçekten bir Mehdi’nin geleceğine inanan insanları kolayca etkisi altına almayı başaran dizi, insanlığın kurtuluşunun da bu kişiye bağlı olduğunu düşünmektedirler.
Dünyadaki siyasi karışıklıkları ve sosyo-politik olayları ele alan dizi “Mehdi” inancı olanları merakla ekran başına toplarken bir takım dinciler ise dizinin dini ve insanları yanlış yönlendirdiğini düşünerek yayından kalkmasını istemektedir. Ancak dizinin tamamen bir kurgudan ibaret olduğu gerçeğini ve veya bir kısmın talebini de göz ardı etmemek gerekiyor.!

"gerçeği ararken konforu bulabilirsin ama konforu ararsan gerçeği asla bulamazsın." 
Messiah 




Deliler Balosu


Deliler Balosu
The Mad Women’s Ball
Le Bal Des Folles. 
2021
120 dk.
Fransa
Dram / Gerilim 
Film 19. yüzyılın sonlarında Paris’te izleyicileri toplumsal normlarına ayak uydurmayı reddeden ve fazla asi bulunan kadınların deli olarak yaftalanarak hastanelere kapatıldığı bir döneme götürüyor. Victoria Mas’in ödüllü romanından uyarlanan film, birçok kadının uydurma ruh sağlığı hastalıklarıyla kapatıldığı Salpêtrière hastanesinde geçiyor. Ölen insanların ruhları ile konuşabilen bir kızın babası tarafından hastaneye terkedilişini ve 1885 yılı Fransa sındaki kadının nasıl geri planda bırakıldığını, kılık kıyafetine, oturuşuna nasıl karışıldığını konu alıyor. 
Empatik yolcuğa sevk eden güçlü bir yapım. Metafiziğin ikrarı ve itirafı. Salt somutun iflası.
İzlenmeli...