18 Aralık 2025 Perşembe

FORTITUDE

FORTITUDE 
Dizi 
2015
Gizem-Korku-Cinayet 
United Kingdom 
Norveç/Svalbard

Fortitude dünyada başka benzeri olmayan bir yerdir. Kuzey Kutup Bölgesi'nin fırsatları, zenginliği ve keşfi vaadi ile geleceği parlak, kutup doğasının vahşi güzelliğiyle kuşatılmış ve dünyadaki en güvenli kasabalardan biri olan Fortitude'da hiçbir şiddet suçu işlenmemişti. Ta ki şimdiye kadar.. Ve bu şehirde mezarlıklar yoktur zira her biri aslında doğal bir morgtur ! 

Karmaşık olaylar zinciri.. Sabırlı olanların keşfedebileceği bir coğrafya !






THE BEAST IN ME

İçimdeki Canavar 
2025
Psikolojik Gerilim 
Dizi 

Evet İçimdeki Canavar tam bir psikolojik düello. Klasik Netlix yapımları gibi gizemli bir mecra. Ne ki ustalıkla örülmüş bir sinir krizi. Canavar ı faş edebilme yarışı ve veya iddiası. 
Bu tarzı sevenlere .. 

BEYAZ BANT/ WHITE RIBBON

Das Weiße Band
WHITE RIBBON 
BEYAZ BANT
2009
Almanya 
Michael Haneke



Çocuk masumiyetini başkaca bir açıdan
yorumlayan ilginç bir film. İzleyeni ısıran, rahatsız eden bir yönetmenin kafasından.

Hangi protesto masum sayılır? Hangi anarşist tavır hoş görülebilir? Faiziyle nasıl adilane tahsilat yapılabilir? Beyaz bant burada cevap veriyor tüm bunlara. Bildiklerimize öyle hatırı sayılır bir zımpara çekiyor ki tek cüruf kalmıyor geride. 

Masumiyet iki meslek sahibine fatura kesiyor.
Biri tabib, diğeri rahib.İlk bedenleri, ikincisi ise ruhları tamir ile mesuldürler. Fakat duyarsızlıkları, örtmeye ve ötelemeye gösterdikleri özen ile hakediş kazanıyorlar. Öğretmen hariç diğerleri gibi ! 

Çocukların koluna masumiyet adına takılan her beyaz bant, çocukların cezalandırılışı değil, ebeveynlerin masumiyetlerini kaybedişi. Sevgisini esirgeyen, ödüllendirme yerine cezalandırmayı tercih eden ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar 20 sene sonra Hitler’i iktidara getirecekler. Onun ordusunda ve partisinde yer alan kişiler olacaklar. Çocukken kendilerine takılan beyaz bant gibi yahudilere zorla kolluk takacak, masumiyetleriyle beraber insani erdemlerini de yitireceklerdir.. Tarihsel olarak bununla örülü olabilir film fakat aslında Haneke nin ünlediği; aile yapısı, toplumsal değerler, ensest ilişki, feodal rejim, toplumsal ayrışma, din, eğitim, kadın ve çocuk gibi sosyo-psikolojik başlıklardır. Evrensel bir ders yani.

Asırlık ağaçların fidanlar tarafından yangına verilmelidir Beyaz Bant. Şiddetin en saf ve masumane tarafıdır. Haneke nin feneridir, görmek isteyene..

IVANIN ÇOCUKLUĞU

IVANOVO DETSVO
1962
Andrey Tarkovski 
Rusya 

ivan ve annesi bir kuyunun başındadırlar ve dipteki suya, kendi yansımalarına bakmaktadırlar:
- kuyu derin mi?
- evet yavrum... biliyor musun? yıldızlar, sürekli olarak derin bir kuyuda da görülürler..
- bütün yıldızlar mı?
- tabii ya!
- görüyorum anne, bak yıldızlar... onları görüyorum...
- evet evet... yıldızlar var ya oğlum... bir kuyuda gece gündüz demeden her zaman görünürler, her zaman...
- ne de güzel parlıyorlar.... değil mi anne?
- evet parlıyorlar... bütün güzelliklerini ortaya dökmüşler...
..........0.........

Ivan ın yani yönetmenin iki dünyası var.. Birincisi imajinasyonel. Renkli, masum, tabiatında güzel ve canlı. İkincisi reel. Karanlık, oldukça kirli, harap olmuş manzaralaı olan, gölgeli ve intikam duygularından oluşan bir dünya. Burada  karakteristik bir duruş yani ezilen değil kararlı bir seçimdir Ivanın ki. Zira Tarkovski nin öznesi araç değil amaçtır. Ivan ulusun köklerini ortaya çıkaran mimardır. Yönetmen, keşif eri üzerinden inşa ettirir köprüyü bu mimara.

Bu filmi çektiğinde 30 yaşında olan Tarkovski, 
yaşayanların ve veya izleyenlerin kulaklarına; "asıldı, kurşuna dizildi, asıldı, kurşuna dizildi, asıldı..." derken, siyah beyaz bir gerçeklik küpesi takar. Zira o yönetmenden çok bir fikir işçisi idi. Ruhu şad olsun...

İTİRAFIN BEDELİ

The Price of Confession
2025
Güney Kore 

12 bölümden oluşan Güney Kore yapımı gerilim dizisi. 

Eşini öldürmekle suçlanan bir kadına, gizemli bir yabancının teklifi bir itiraftır. Hem de ne itiraf ! Saran sarmalayan ve son bölüme kadar sırlayan bir itiraf..

G. Kore sineması her klasmanda çok iyi işler çıkarıyor. Bu da onlardan biri. Gizem, suç, gerilim sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapıt. Zira içi hem klostrofobik hem de empatik.

Brütalist

Brütalist 
2024
Tarih / Kurgusal Hikaye 
ABD

Brütalizm 1950’lerde yaygınlaşan modernist  mimari akım.. İşlenmemiş, ham betonun yoğun olarak kullanıldığı, süslemelere yer vermeyen, işlevselliği ön plana çıkaran, geometrik şekiller ve sert açılarla karakterize edilen ama estetik standartlara uymadığından vaktiyle çok eleştirilen bir akım. 

Fakat burada başka veya aynı söylem var; Brütalist in ard alanında. Yani Yahudi olmanın ikincilliği, iticiliği ve öteki küme ikametgahsızlığı gibi.. Zira Holokost mağduru sanatçı, entelektüel yahudi Toth karakteri üzerinden hem sanatın sermayeyle imtihanı hem yahudi travması hem de göçmen deneyimi hakkında söz söylemenin kibrini taşıyor, taşıtıyor film. Belki de Oscar almanın vizesidir bu ?

Bir de öyle ince bir özeleştiri var ki o da; “Özgürlükler Ülkesi” ABD’nin aslında bir hapishaneden farksız oluşudur .Zira senaryo yabancı düşmanlığı, antisemitizm, siyonizm, uyuşturucu bağımlılığı, ensest ve eşcinsellik gibi mevzuları faş ederken alttan alta verdiği yegane mesaj; İsrail’in Yahudilerin yegâne evi ve vatanı olduğudur.

Velhasıl Brütalist bildiğimiz ajitasyonlar zincirinin bir baklası. Soykırıma maruz kalanın soykırımını meşrulaştıran veya saklayan başarısız bir tatmin projesi. Mağdur holokos tarafından protestanlar için yapılan betondan bir cennet !

THE DAY AFTER

Ertesi Gün 
1983
ABD 
Nicholas Meyer 

Amerika nın yine ve yeniden bir günah çıkarma operasyonuna şahitlik ediyoruz veya özeleştirisine. Belki de paranoyasına tatminkar ve tavizkar yandaş arayışına..? Her ne kadar günah keçisi başka bir potansiyel olsa da !

Ne ki daha otuz beş sene öncesinde Hiroşima ve Nagazaki de toplam 143.000 kişiyi silmiş bir kafa bu. Fakat Hollywood manipülasyonu o denli profesyonel ki hem izleyeni safına çekmeyi hem de geçmişi halının altına süpür(t)meyi başarıyor. Çünkü 1983 yılında ABC televizyonu tarafından yayımlanan The Day After, Amerikan televizyon tarihinin en çok izlenen yapımlarından biri oluyor. Film bir fenomene dönüşüyor. Toplumun, medyanın ve hatta siyasetin merkezine yerleşen bir olay hâline geliyor. Yayımlandığı gece yaklaşık 100 milyon kişi tarafından izlenen film, dönemin Amerikan Başkanı Ronald Reagan’ı bile derinden etkilediğini söyletecek kadar ünleniyor.

The Day After nükleer savaş tehdidini  gündemde tutan bir film. Trajediyi travmaya eviren politik bir mastürbasyon bence. ABD nin gözyaşları hep zevkten..

7 Aralık 2025 Pazar

THE PSYCHIC

Sette note in nero
1977
Gerilim/Suç/Parapsikoloji 
Lucio Fulci
İtalya 

İtalyan sinemasından 1977 tarihli doğaüstü bir korku denemesi.. Kendisini bir cinayeti keşfetmeye adayan psişik vizyonlar gören  bir kadını konu alıyor. Kocasının cinayetle suçlanmasını temize çıkarmak için bir paranormal araştırmacıyla birlikte soruşturmaya girişmek zorunda kalan bir kadın bu. Veya geçmiş ve gelecek arasında kalan/sıkışan bir mağdur.

Bu klasmanda retrospektif talebi olanlara. Vintage bir paranormal aktivite. 



28 Kasım 2025 Cuma

THE BEAST IN ME




İÇİMDEKİ CANAVAR 
Dizi 
1 sezon / 8 bölüm 

Jung'un gölge benlik kavramına atfen .. İnsanın içindeki karanlık ve ışığı keskin çizgilerle ayıran yanı. Bir iyiler, temizler vardır; bir de katiller, tecavüzcüler, fahişeler, hırsızlar ve diğerleri. Bu sınır yaradılışsal ve yazgısal bir ayrım gibi aramızdadır ve veya içimizde !. 

'İçimdeki Canavar' tam da böyle bir içerik. Ruhsal barışın bozulduğu ve içe veya dışa gömülen kayıt dışı her cesetin hayalet olup geri gelmesi. Ardından narsisizmin gelişi. Bir yığın içselleştirmiş ve haklılaştırılmış savaşlar yani.

Dizide Nile Jarvis : "çok yorgunum, bütün ömrüm boyunca savaştım. Artık gizlenmek istemiyorum."  diyor. Belki bizim de gölgemiz yorgun ? İçimizde saklanan ve veya bile isteye sakladığımız o müphem ben ? Hani kiminin adını melek kiminin şeytan/canavar koyduğu..

24 Kasım 2025 Pazartesi

EDEN

EDEN 
2024
ABD/ Kanada 

1929’da Almanya’dan kaçarak Galápagos Adaları’ndaki Floreana Adası'na yerleşen/lerin gerçek hikayesi..

İnsan kelimesi arapçadaki 'nisyan' dan yani 'unutan' dan gelmektedir. Binaenaleyh cennette olduğunu unutup kendi cehennemini nasıl yarattığını anlatan karanlık bir psikolojik denemedir Eden.

Filmden ziyade bir itiraf bu; kaçma ve yönetme arzusu arasında. Ne ki ideallerin, siyasetin ve hayaldeki toplumu kurma hedefinin ilkel arzuların karşısında ne kadar çabuk çözüldüğünü gösteren bir itiraf. Veya günümüz insanının idealize ettiğinin ütopik olduğunu gösteren bir sorgulama.

"Eden" salt bir ada filmi değil. O insan psikesine kekremsi bir gönderme. Gözümüzü alan bir cesur bir ayna. Kırılmayasıca.

21 Kasım 2025 Cuma

MADEO - MOTHER - ANA

ANA
MOTHER 
MADEO 
2009
Güney Kore 

Pedagojinin kriminal dışavurumu.. Oyunculuk, kompozisyonunun doku(n)sal sunumu, sorumluluk sorunu ve bir yığın sorunun harikuladecesi. Ne ki hiçbiri cevapsız değil. 

Film psikenize bağdaş kuran bir empati yumağı. Zira merhametin, sadakatin ve  samimiyetin dumurudur 'Ana'. Adaleti ararken kendimizi kaybettiğimiz arena. Bulmak veya bile isteye bulanmaktır 'Ana', konfor alanımızı inşa eden bir ananın gözyaşlarına. İçgüdüsel bir intikam. Evrensel hukukun göz yumduğu.

Güney Kore sineması başka bir dilde konuşup sanatça susuyor. Tevazusunun ardında güçlü bir kimlik var. 'Ana'  bir cinayet ve veya dedektiflik filmi değil. O sosyo-psikolojik bir analiz. İzini unutturan bir hoşgörü ritmi. Kaybolunasıca.



16 Kasım 2025 Pazar

White God / Beyaz Tanrı

White God 
Beyaz Tanrı 
2014
Macaristan 
Fantastik 

R.M. Like nin sözü ile başlıyor filmin dersi;
"Kötü olan her şey sevgimize muhtaçtır." 

Filmin oyuncularından birisinin köpek olması ile yönetmen bizi ötekinin ülkesine davet ediyor. Yaptığımız ayrımcılığa, diyalogsuzluğa ve hatta ırkçılığa köpek metaforu üzerinden akil bir ünleme yapıyor.

Ve otorite. Kâh baba kâh müzik öğretmeni olarak Lilli yi tehdit ediyor. Boyun eğ ve konforunu kazan, diyor. Bu da filmde köpeklerin karakterini dumura uğratan ilacın soyut versiyonu değil midir ?!

Sonrası komün bir hareket, başkaldırı. Köpekçe bir protest tavır. Veya köpek kadar olamayanlara estetik bir gönderme !
Velhasıl dostlar, varlığı terörize eden sevgisizliktir diyor White God. Filmin çok ötesinde bir diyalog bu. Alınası bir ders. Sinema sanatı ile sistemi ısırmak..



10 Numaralı Kabindeki Kadın.

The woman in cabin 10
10 numaralı kabindeki kadın
2025
ABD 
Dedektif/Suç/Gerilim 


Premium yolcu gemisinde seyahat ederken korkunç bir sırra vakıf olan seyahat yazarının hikayesi..

İzleyeni sorularla ve hayallerle başbaşa bırakan bir dik duruşun anatomisi 10 numaralı kabindeki kadın. Sabrın, inancın ve aklın zaferi. Aksiyonel bir gerilim. 

Seyir edilesi bir yolculuk..




The Medium

The Medium 
2021
Güney Kore/Tayland 
Korku/Gerilim 
Bir şamanın gerçek hikayesi..

Belgesel tadında interaktif bir film deneyimi.
Paranormal olayların içine davet eden empati. 
Şamanın üzerinden ölülerin dünyasına geçiş yaptıran oyunvari izlek. Denenesi..!?



Bab'Aziz / Ruhunu seyreden derviş

Bab'Aziz 
Ruhunu seyreden derviş 
2005
İran / Tunus 


Bu filmden öte bir eser. Sinemanın felsefe derslerinden biri. Dini eviren, evrenselleştiren metafor yumağı. Zira "Dünyadaki ruhlar adedince Allah a giden yollar vardır" diye başlayarak izleyeni senkronize bir yolculuğa davet ediyor..

Burada masumiyet ve hikmet el eledir, başlangıç ve son, hayat ve ölüm yani..
-Yalnız başına gidemez misin?, der çocuk. -Yolumu bulurum, der ihtiyar. 
-Ama ya kaybolursan ! der göz. 
-İman sahibi asla kaybolmaz benim küçük meleğim, der irfan. Mutmain bir nefs asla yolunu kaybetmez. 
-Peki toplantı nerede, der masumiyet.
-Bilmiyorum, der hikmet...

Bab-ı Aziz ; yücelik kapısı demektir. Aslında  insanlara gerçek aşkın yolunu gösteren bir rehber. Kendi yollarını bulmaya yardımcı olan. Bilge, kadim kişi. Kamil. Gönül gözüyle gören. Lakin ihtiyarın kör olmasının bir anlamı vardır .“Göz görmemek için var” der Aristo. Hakikatin üzerindeki perdedir göz. Gözü görmeyen, gönül gözüyle bakandır...

Bu eserin her köşesinde bir metafor bir girdap var. Ne ki hatime şöyle: Dünya çölünde herkes gibi o da aşkını, Nur’unu arıyor..
Ishtar, yoldaşları olan Zeyd için “Ama o bir derviş değil ki…” demesi üzerine 
Bab’Aziz, mesajını iletiyor Ishtar’a;
“Kim bilir… Bu büyük dünyada herkesin tamamlaması gereken bir görevi vardır. Bunu unutmadığın sürece, diğerleri çok da önemli değildir. Ama eğer bundan başka her şeyi hatırlıyorsan, hiçbir şey bilmiyorsun demektir.”



14 Kasım 2025 Cuma

Autopsy of the Jane Doe / OTOPSİ

Autopsy of the Jane Doe 
OTOPSİ 
2016
Korku/Gizem 


Rasyonel gerçekliklerden başlayan fakat 
ilerleyince paranormal olaylara bulanan bulayan bir film Otopsi. Zira kriminal bir konu derken direksiyonu o kadar sert bir şekilde fizikten metafiziğe kırıyor ki izleyenin savrulmaması kabil değil. Bu bağlamda olan kitlesel talebe cevap veren bir korku alternatifi.


ASABİYİM BEN

ASABİYİM BEN 
2014
İspanya/ Arjantin 

İnsan duygularının sınırlarını araştıran altı bağımsız hikaye. Kara mizah ve dram arasında bir köprü. Subjektif çatışmalar, sosyal gerilimler, hak ve özgürlükleri ile saf bir ironi.  Absürt bir trajedi bu film.

Asabiyim ben, insana dair özsel bir anatomi dersi. Dersten derse geçerken teneffüse ihtiyacınız yok ! 


A SEPERATION/ Bir Ayrılık

Bir Ayrılık 
2011
İran 
Dram 

Kameranın durduğu yerde yargıç var. Ana temada gizli özne hep bu aslında .

Bir Ayrılık hikayesinin şaşalı, hormonlu bir sunumun aksine, çok daha klasik bir anlatı yapısı var. Marjinal yanı ise seyircinin konumunun, doğrudan İran hukuk sisteminin temsilcisi olan yargıçla eşleştirilmesi ve konunun herkese yaklaşımı değişirken yargıç pozisyonunu kabul ettirmesidir bence.. Sinema da sanat da bu değil mi zaten ?

Zira coğrafyanın kederini kaderi bilmiş ve sırtları kamburlaşmış insanların hikâyelerini, onlara acımadan, büyüklenmeden, onları yargılamadan teker teker anlatması ve seyredeni empatik bir muhasebeye davet etmesi Bir Ayrılık hikâyesine şahit olanların yapıştırıcısı. Yatıştırıcısı değil ama !

Hülasa, çok şey bildiğimizi sanarak yaşarken bilmediğimizi bilmeden ayrılıyoruz dünyadan.
Seçimler ve sonuçları hep müphem !

YARATILAN

Yaratılan 
2023
Çağan Irmak 
Dizi / 8 bölüm 

Osmanlı'nın son dönemlerinde geçen bir hikayedir Yaratılan. Frankenstein'in yerli uyarlaması. Anadolu ya öyle güzel harmanlanmış ki ölüm ve sonrası, aşk, kibir, hırs, yalan gibi bir çok duyguyu barındırır içinde. O zamanın sosyalitesi, inançları ve ahlakını da çok iyi işler.

Yazılımsal olarak insan daima ölüme karşı direnmiş veya tekrar yaşamanın/gelmenin yolunu aramıştır. Çağan Irmak bu hasleti Frankenstein üzerinden evirmiş ve latif bir şekilde sunmuş..

Yaratılan; "Ben cehennemi gördüm Esma. Aşkı hiç bilmemiş kalplerin yandığı yerdi"...derken müthiş bir haşiye açar dimağlarda. Zira, insan kibirlidir. Kopernik bile bu kibri yıkamamıştır. Kibir sevgiyi öldürür sevgisizlik de insanı, diye fısıldar dizinin çok yerinde.

Ziya ve İhsan’ın hikâyesi bizi olduğumuz yere çakar ve gözlerimizin içine bakarak: Ölümlü olmak adil değildir ama ilahi adalet ancak ölümle sağlanabilir, der.


Sözün Değeri / ode my father

Sözün Değeri 
Ode my Father 
2014
Güney Kore 


Kore Savaşı, 1950... Savaştan kaçan çocuk yaştaki Duk-soo (Hwang Jeong-min), ablasını kaybedince, onu arayan babasını da arkada bırakarak yoluna devam eder. Babasına verdiği söz ile..

Bir kente yerleşir ve ailesinin geri kalanının geçimini sağlamak üzere meşakkatli bir hayat yaşar. Ama annesi ve kardeşlerine babası varmışcasına yatırım yapar. Yaşlanmıştır. Yaftalanan huysuz, aksi bir ihtiyar olarak.. 

Bir gün yıllar önce Kore Savaşı'ndan sağ kalanlar ve göç edenler listelenir. Duk-soo babasının yaşadığına olan inancı ile listelerin olduğu şehre gider. Yaşıyordur, yaşamalıdır ki sözünü tuttuğunu görmelidir.

İşte film/hikaye şimdi başlar.. İzlemek zorlaşır ve yutkunmalar göz yaşlarına derc olur. Sonrası mı ? Anlatılırsa 'Sözün değeri' değerini yitirir !




A moment to remember

HATIRLANACAK BİR ANI
2004
John H. Lee


Edindiğimiz anılardan ibaret değilse nedir hayat? Yoksa yıllar içinde biriktirdiğimiz deneyimlerden mi? Bu film başka bir seviye veya aşka başka bir seviye katan referans.


Chul-soo ve Soo-Jin zamansız bir aşk hikayesine davet ediyorlar bizi. Film veya hikaye boyunca duygusal iniş çıkışlar süre gidiyor. Aslında hayatlar olanda ve oldukça iyi gidiyor ne ki o meşum hastalık erkenden kapıyı çalıyor. Ve muhayyilenizdeki tüm anıları ! Aslında filmin sonuna doğru yaklaştıkça herkes iyileşmeye başlıyor. İronik bir şifa yaşanıyor; izleyenlerin göz yaşlarında da. 

Oyunculuk ve kompozisyonel sunum enfes. Empatik yolculuk; aklımız yani sağlığımız yerinde iken sevdiklerimize 'seni seviyorum' demenin peronunda son buluyor...


GOATLIFE

Goatlife 
Keçilerle Yaşam 
2024
Hindistan/ABD 
Belgesel - Biyografi 

Muhteşem bir istikbal hayali ya evrensel ya da coğrafyaya dair bir kompleks. Ne ki bu hırs veya talep çoğu insana bunun bedelini hayatı ile ödetiyor.

Najeeb in bir şirkette ile başlama ve ailesine katma değer sağlama rüyası; keçilerden biri haline geldiğini, tüm duygu, zaman, hatta konuşma ve düşünme arzusunu nasıl kaybettiği şeklinde tâbir ediliyor bu nefis biyografide. Hem görsel hem de özsel bir cendere bu kompozisyon. Seyredilesi ve ibret alınası bir eser.

.......o......

Film ilk olarak 29 Mart'ta gösterime girdi ve Bollywood'un ana dili olan Hintçe olmasa da Hindistan genelinde yaklaşık bir milyar rupi (yaklaşık 12 milyon ABD doları) hasılat elde etti. Başrol oyuncusu ise Kerala'nın dili olan Malayalamca konuşuyor. Nitekim Goatlife,  Mollywood olarak bilinen ve zor zamanda geçiren Malayalam sinemasından şık bir film.

Black Swan

Black Swan
Siyah Kuğu 
2011
Darren Arnofsky 


İnsan fıtratına muhalif olanı kabül ediyormuş gibi gözükse de özsel olarak direnç gösterir. Bir müddet sonra da bu, radikal bir dışavurum olarak tecelli eder. Ne ki Siyah Kuğu bunun Aronfsky ce söylemi. Ruhsal yarılmayı yarıştıran bir kurgu. 

Film psikolojik bir savaş. Yer yer empatik bir davet. Mükemmel ve veya kusursuz olmanın maliyetini seyredene ödettiren tahsildar. 

Sonuç mu ? ‘Mükemmel olan hastalıklıdır’ . Zira mükemmellik/kusursuzluk yaradılana has bir istidat değildir. Bu yolda iddialı olmak ilahi adalet tarafından diskalifiye edilecektir. Arnofsky nin evrensel dersi budur. 

Siyah Kuğu; Çaykovski nin Swan Lake nde boğulma veya ayılma ihtimali ile sarsarak kendine getirenlerden !

7 Kasım 2025 Cuma

innocent withnes/ masum tanık

innocent withnes/ masum tanık 
2019
Lee Han
Güney Kore 

Önyargıya bir manifesto bu film.. Masum olan ile menfaati olanın hikayesi. Hayatını ihale eden ile hayatını idame edenin serencamı. Felsefeyi ve sosyolojiyi irdeleyen nefis bir iltisak. Seyredene yavaş yavaş zerk edilen ilaç. 

Yönetmen insanın hasletleri ve hasretlerini sunuyor savunma salonunda. Ve bu mahkemenin kanunları evrensel. Ne dili var ne dini. Yargıları yıkan yargıçtır Masum Tanık. Merhameti olanın insan olduğunu haykıran mübaşir.

Kızın Avukata sorduğu soru ile buluyor arayan kendini: Siz iyi bir insan mısınız ? Zira ötekini kucaklayan bu masum ama mağrur sorunun cevabı hepimizin yüreklerini zapt edesi mahiyette.

Ve Avukat ile otistik kızın annesi arasında geçen diyalog:
Avukat: “Keşke otistik olmasaydı kızınız"
Anne: “ O zaman benim Ji Woo’m olmazdı ki"

Bulunulası ve bulanılası bir film.
Hayranlıkla...





ikaru / yaşamak

ikaru / yaşamak
1952
Japonya 
Akira Kurosava 

Bu film bir ilham kaynağı.. Yaşamak için siyah beyazın hem mücadelesi hem de mübadelesi.
Bizi Watanabe'nin kararına tanık değil, müjdeci yapan bir ulak. 

Kurosawa, sakin bir girizgahla başlıyor hikayeye. Bir ömrün robotize olmuş bahaneleri veya idealist 25 yılın sonu.Watanabe 'hiç yaşamamış olmasına' uyanan yaslı bir sonbahar: "Ölemem - bunca yıldır ne için yaşadığımı bilmiyorum," diyor bardaki yabancıya. Ve ekliyor; "Bu pahalı saki, bugüne kadarki hayatıma bir protesto."

Watanabe'yi son yolculuğunda bırakmayan dostları gibi gözüksede takılıp kalanlarmış aslında dünyanın dırdırına. Binaenaleyh yönetmen, hayatta kalanları farklı düşünmeye, kendi sonuçlarımıza varmaya teşvik ediyor. Bu hayatı farklı yaşamamız için ilham veriyor. Barışabilene, af edebilene..

5 Kasım 2025 Çarşamba

TORE TANZT

TORE TANZT 
Her şey düzelecek 
2013
Almanya 
Psikoloji / Suç 


"Tanrı benimle olduğu sürece bana hiçbir şey olmaz.!"

Bazılarının Tanrı'ya daha çok ihtiyacı vardır hep vardır..Tek dayanakları Tanrı'dır çünkü. Tanrı'dan başka kimseleri yoktur. Tanrı onlar için kimsesizlerin kimsesi, sığınacakları tek ve en güçlü yerdir.
İşte Tore için de durum budur ve hayatının vazgeçilmez bir gerçeğidir. Bununla ilgili bir gruba katıldığındaysa tam anlamıyla benliğini bulmuştur. Aidiyetini hem itiraf hem de ifşa eder. Tüm bulduğunu zannederler gibi. Bunun bir iddia olduğunu anlamayacak kadar bulandığından !

Tore nin yani imanının filmidir bu.  İnanmayanları kümelendiren veya ötekileştiren subjektif bir yorum. Sinir uçlarını hırpalayan, kalbi yoran bir sitem. Susmak galibiyet midir ortak olmak mıdır suça ve veya suç hangisidir ?
Muhasebe alanına hoş geldiniz ama bakalım hoş görecek misiniz ?


13 Ekim 2025 Pazartesi

Véronique'in İkili Yaşamı


Véronique'in İkili Yaşamı
1991
Krzysztof Kieślowski
Fransa /Polonya 


Veronique’in İkili Yaşamı, birinin yarım bıraktığını diğeri tamamlayan iki kadının hikâyesi.. 
Hayatımızla ilgili sayısız ihtimali ve/ya kendimizden en fazla uzaklaştığımız ya da varoluşumuzu en fazla duyumsadığımız anları seyrettirdi Kieslowski.
Bir kuantum dolanıklığı belki de?. İhtimalin, ihtimallerin filmi. Yaşama sevinciyle ağır bir kaybın hüznünü bir arada yaşayabildiğimiz anlara atfen...





6 Ekim 2025 Pazartesi

Dead Man Walking

Ölüme Yürüyen Adam 
1995
ABD 
Gerçek hayattan derleme..

Cezası idamla kesinleşmiş ve kimsenin el uzatmadığı bir mahkum. Son bir umutla rahibeye yazılan mektup.. Sonrasında rahibenin, kâh kendisi kâh dışarısı ile sıkı imtihanı. Sosyo-psikolojik bir savaş ve veya yaşanmışlık. İtirazlar, intizarlar ve itiraflarla geçen hayatlar, hayatlarımız..

Film ölüme yürümenin trajedisini empatik olarak havale ediyor izleyenlerine. Tahsilatın muhasebesini tutarken buluyoruz kendimizi. 
Velhasıl hikayemizi biz yazıyor giderken de yanımızda götürüyoruz !

28 Eylül 2025 Pazar

Temple Grandin

Temple Grandin 
2010
Biyografi/Dram 

İnsana kapı açan gerçek bir hayatın öyküsü.. Otizmli Temple Grandin in topluma karşı kürek çekişinin muhasebesi. Empatinin erdem olduğunun ve hem bireyin hem de beşeriyetin kazanımını öğreten bir film veya yaşanmışlık bu. Herkese ki önce eğitim kurumlarına havale Temple Grandin. Zira dünyaya pedagoji dersi veren bir öğretmen o.

Oyunculuk efsane, kurgular ve kompoze ediş şahane. Dram tam anlamıyla seyredenin damarlarına zerk. Final başlı başına gala.

Anladık ki kapılar, mücadelesiz ve meşakkatsiz  açılmıyor. Seyredin ki açılsın içinizin kapıları...


24 Eylül 2025 Çarşamba

TOUCH

Touch 
2024
İzlanda 
Baltasar Kormakur

Hem mütevazı hem de samimi bir aşk hikayesi.. Yarım kalan ama yarım asır sonra tamamlanan ve veya tam anlanan hayatlar.

Yönetmenin memleketi olan İzlanda dan başlayıp İngiltere ve Japonya ya uzanan kültür turu.  Bittabi komünist idenin bayrağında demlenen ve emperyalist güçlerin zulmünde ünlenen bir tur bu. Akil ve adil bir armoni, yönetmence. Zira dozu o denli homojen tutmuş ki, aşk her şeyi affet(tir)miş. 

Hiroşima ya, pandemiye ve aşka dokunan bir d'okunuş bu.. Geçmişi geleceğe şık bir paketle transfer. Dokunmalısınız.

22 Eylül 2025 Pazartesi

Beden ve Ruh

Beden ve Ruh 
2017
Macaristan 
Romantizm 

Her ne kadar bedenden mamul görünsek de ruh yoksa hayat yok diyor bu film. 

Bir mezbahane ve pornografik görüntüler. Sıkça kan, irin ve bedenden bölümler.. Ne ki ara sıra göz temasında ruha gotik bir giriş. Sonra mukimler, ilişkiler, yemek ve sosyal örüntülerin arasında rüya ünlemesi. Ruhun kaynağı belki de ve veya formsal hayat ile diyaloğu; rüya. Aşk ki bu yolculuğun kadim yoldaşı. Çok ötelerden gelen ve giden...

Filmin armonisi zamanın dışında. Kâh pişmanlık kâh endişe ama çokca öğrenim. Hayat gibi.. Salt bedeni değil ruhu olanlara sarılan bir film bu. Seyir edilesi...


10 Ağustos 2025 Pazar

KONUŞAN KADINLAR

2023
ABD 

2010 yılında Bolivya'da yaşanan bir olaydan esinlenerek yazılan bir kitap ve bu kitaptan uyarlanan aynı adlı bir film bu. 

Konuşan Kadınlar dan anlıyoruz ki kadına olan tahakkümün coğrafyası yok. Zira bu bağlamda 
ki yaşanmışlığın ismi uluslararası: zulüm.  Ve salt menfaatini önceleyenin ne dini olur ne de cinsiyeti. Ne ki bu gezegende prangalar hep dişiye has imal edilmiş, eril ustalar tarafından. 

Fakat bu film bir başkaldırışı yaşatıyor yazmayı ve konuşmayı bilmeyen kadınlar tarafından. Her ne kadar değişimi ve veya metamorfozu kabullenmek zor olsa da başarıyor bu hayatta bunu talep eden. Lakin Bolivya da yaşananlar yani bu film bunun belgesi oluyor. Feminen değil daha çok hümanist bir galibiyet bu. 

Dalgaları Aşmak


Dalgaları Aşmak 
1996
Danimarka 
Lars von Trier 

Trier;  izleyeni hırpalayan, tüyleri diken diken eden, düşündüren ne ki imla kuralları olmayan bir şair . Her eserinde rahatsız ederken iyi eden bir özelliği var. Dalgaları aşmak da öyle. Soruları cevapsız bırakmayan ama verdiği cevapla şok eden bir film. Zira din, subjektif imgeleri ve diyalog formundaki monologları ile hep yanıbaşımızda. 
Kimine göre başyapıt kimine göre vasat bir film. Velhasıl herkesin aşamayacağı dalgalara sahip. Eserler zaten hep aşılamayacak yerlerde değil midir ?

.

Lucy

Lucy 
2014
Aksiyon Bilim-Kurgu 
Scarlett Johansson 
Morgan Freeman 

Hayatı ve veya varoluşu piksellerine ayırmak.. Hem yolculuğun hem de yolda olanların merak yazılımlarını güncelleyen bir senaryo. Bilgi aktarımını binlerce yılın üstünden şimdiye ve geleceğe transfer eden cevap mahiyetinde bir metin. "Nasıl Tanrı olunur?" un süptil yahut manipüleatif bir çevrimi belki de ?

Beynin maksimum kullanımını Lucy üzerinden imaje eden film; bize verilen sınırların keyfe kâfi olduğunu ve özgürlüğün haddi bilmek olduğunu söylüyor. Ne ki kaldırılan hudutlar ne kimlik ne de aidiyet bırakıyor insanlık medeniyetinde. Hürriyet, tahsis edilen alanı ihlal etmek değildir diyor metafor Lucy.

Sorgulayan sorgulatan ve anaforunda buluşturan aksiyon soslu bir belgesel-film bu. 
İzlenilesi izimiz..


28 Mayıs 2025 Çarşamba

PAST LIVES

PAST LIVES
BAŞKA BİR HAYATTA
2023
G.Kore/Amerika 

Coğrafya kaderdir' in isyanı.. Hedeflerin ve veya kültürlerin aşkı kopar(amay)ışı. Yazgı yahut in-yun un kalbin damağında bıraktığı burukluk bence bu film. Seyir edene hem sevginin transferini yapan hem de dudaklarını kulaklarına yaklaştıran bir jet-lag belki de ?
Ne ki fiziksel uzaklık bahanesine blokaj koyan hikaye vuslatı da hiçbir yere ait hissettirmiyor.

Samimi, mütevazi, dokunaklı ama aktüalitede çıkmaz bir sokak Past Lives. Zira bugün kapitalist virüse mağlup oluyor seven kalpler. Yalın, dramatik ama reel. Filmde veya gerçek hayatta herşeyin çok güzel olacağı yahut sonlanacağı üyopyada kalıyor artık. Kültüre de, aşklara da şekil veren gündemin içinde boğuluyor seven kalpler. Oysa ne de güzel olurdu Nora ve Hae Sun un kavuşması ve o tatla devam etmeleri hayatlarına. Olmuyor işte. Bu kadar basit. Olmuyor !



8 Mayıs 2025 Perşembe

Sessizlik

Sessizlik 
Ingmer Bergman 
İsveç
1963

Zaman, bir tehdit gibi açar filmi. Bir tren kompartımanında üç kişi yolculuk etmektedir.
Bizcileyin..
Sessizlik sanki dilin olmadığı bir evrende geçiyor. Adıyla müsemma bir film. Tensel olanın baskın olduğu, dile dökülemeyenlerin hâkim olduğu bir dünya.

Dile dökülebilecek az şey var aslında burada. Ne ki zihinlere  kazınan onlarca imge..

Sessizlik, Tystnaden
Sessizlik, Bergman’ın Aynadaki Gibi (Såsom i en Spegel, 1961) ve Kış Işığı (Nattvardsgästerna, 1963) ile beraber inanç teması üzerine kurduğu üçlemesinin son filmi olarak anılır. Bu üçleme, inançsızlığa doğru bir yolculuk gibi görülür çoğu zaman. Sessizlik’e gelindiğinde Tanrı fikri artık tükenmiştir. Ketum Bergman ın bu siyah beyaz dünyası rüyamsı ama bir o kadar da katı bir dünya. 



 

21 Nisan 2025 Pazartesi

Heretic

Heretic 
Sapkın 
2024
ABD 


Oyun içinde oyun. Bir yığın sembolik gönderme. Dinlerin, mitolojinin ve modernizmin iç içe geçtiği gerilimsel diyaloglar ile bezeli sosyopsiko bir film.

Dine, dindarlara dair ironik çağrışımlar. Felsefik önermeler ve bekleyiş; hangi seviyeye çıkacağız, diye ? Ne ki filmin ikinci bölümünde yani mahzen/bodrum bölümünde akademiden basit bir korkuya evriliş veya el veriş. Yine de izlemek ne  kayıp ne de ayıp değil. Zekice göndermeleri ve deneyimleri yeter.

9 Mart 2025 Pazar

Yedinci Mühür


Yedinci Mühür 
Ingmer Bergman 
İsveç 
1957


Demir bir ızgaranın arkasından yarı yarıya görünen başlıklı bir figüre konuşarak içini döker Şövalye: "Kayıtsızlığım beni dışarıda bıraktı. Hayaletlerin dünyasında yaşıyorum, rüyaların tutsağıyım. Tanrı'nın elini uzatmasını, yüzünü göstermesini, benimle konuşmasını istiyorum. Karanlıkta ona sesleniyorum ama orada kimse yok." 

Bergman eve dönüş yolculuğumuzu takip edenin daima ölüm olduğunu ve hayat boyu onunla satranç oynadığımızı ünlüyor filmde.

Yedinci Mühür neredeyse sonuna kadar, ölümün doğaüstü bir koşul olarak var olmasına rağmen, Tanrı'nın rol aldığı daha büyük bir yapının olmadığı olasılığıyla baş başa bırakıyor bizi. 

Yönetmen her filminde olduğu gibi, bizi dinin ve felsefenin dehlizlerinde dolaştırıyor. İmegeler ve metaforlarla..




2 Mart 2025 Pazar

Ölümsüzler Köyü

Ölümsüzler Köyü 
2010
İran
Reza Jamali

Yüklemi iyi yüklenmiş bir film. Görüntü, içerik, coğrafyanın ve mukimlerin dokusu çok güçlü. Konu ile atmosfer senkronize. Kâh Kurusova kâh Tarkovski nin kokusunu yayan bir eser.

Varoluş serüveninin direktörü ölümün nasıl bir nimet olduğunu ünlüyor Ölümsüzler Köyü. Tahsis edilen zamana isyan eden yılgınların trajikomik diyaloğunda buluyoruz kendimizi. Empati, muhasebe ve kriter. Film öyle müstehzi gülümsetiyor ki bizi bertaraf edemiyoruz hiçbir şeyi.

Sinematografik açı, ışık ve fon değerleri ile sanatın içinden içimizdeki ölüm korkusuna seslenen bir şiir bu film. Kafiyeleri bulmak veya kafiyelerde buluşmak seyircinin işi.

Kış Işığı

Nattvardsgästerna
Winter Light 
Kış Işığı
İsveç 
1963
Ingmer Bergman 



İnanca, dine ve dahi hiristiyanlığa dair sıkı bir manifesto. İmegeler ve metaforlarla dolu Bergman dili. Hem öznel hem de entelektüel. Sorgulayan, hesap soran muhafazakar tahsildarların ısırgan dili. İnananları, inancı manipüle eden diksiyon..
Tapınakta memuru, mudisi ve amiri arasında seküler diyaloglar manzumesi. Güçlü, empatik bir itiraz ve veya intizar: Bergmanca.

Ingmer Bergman bu film için şunları söylemiştir. " Benim için bu film, kendimi bildim bileli yaşamımda irinli bir yara gibi süregelmiş travmatik bir çatışmanın mezar taşıdır. Çünkü bu filmde hem Tanrı imgeleri parçalanıyor, hem de benim insanı kutsal amacın taşıyıcısı olarak gören duygum yok olmaksızın parçalanıyor. Ameliyat en sonunda tamamlanmıştır. " (Bergman 1999:23)


Bir sonraki filmi Sessizlik olacaktır. Çünkü ölüm çanlarından sonra Tanrı artık Bergman sinemasında tamamen sessizdir.


2 Şubat 2025 Pazar

AWAKEINGS



AWAKEINGS
Uyananlar 
1990
ABD 

30 yıl durmuş ilerleyen hayat ! Bir kaç aylığına izin çıkmış ve dönmüşsün dünyaya. Ne yapardın ?

Gerçek uyanış.. Filmin formu her ne kadar cismani olsa da özünde ruhani bir uyanışın emarı. Tımarhanede bir İsa yaratmış yönetmen sonra konfor alanına müdahale edebilme refleksi korkutmuş onu ve tekrar çarmıha gerebilmenin yollarını aramış.

Bir yandan tedavi ve uyandırma talebi diğer yandan rafine edebilme telaşı. Kâh başarı, kâh pişmanlık. İdealizmin dengeye müdahalesine ket vuruş. Tıp dünyasının ters reposu. Ne ki uyananların bu dünyaya yani dünyalılara 'asıl uyuyan sizsiniz' manifestosunun sersemlettiği bir empati.

Bilincin gücüne, kimliğe, dolayısıyla ötekiye ve hayatta kalma arzusunun fiziksel değil zihinsel bir yolculuğu; AWAKEINGS. İçimizi dışarıya davet eden hem icabet eden bir kayb'oluş.

Hakikatin köprüsü.. Zamanlar ve sosyolojik algılar arasında kurulan bu dengeli köprüden herkes geçmeli. Ve tam da ortasında bulmalı herkes kendini, hayata bakış açımızı sorgularken !

25 Ocak 2025 Cumartesi

The girl with the needle

The girl with the needle
Şişli Kız 
Danimarka / Polonya 
Magnus von Horn 
2024

1919 yılının Danimarka‘sının en köhne sokaklarındayız.. İşte böyle bir atmosferin izinden zihinlerin derinliklerine yeterince melankolik bir ışık bırakıyor Magnus von Horn. Ve hazmedilmesi zor bir lokmayı sunuyor bize. 

Kontrasyonel vurgu, monokrom seçim ve güçlü bir ışıkla beslenen hikâye zamanında işlenen suçların kesif kokusunu sıkıyor üzerimize. Ve bu koku ağır bir çaresizlikle tanıklık ettiriyor bize kolektif işlenen günahlara  Şişli kız fişliyor tüm personaları.. Filmin önsözü de sonsözü de bu değil miydi zaten ?

2024 ün en iyi sinematografilerinden Şişli Kız. Ve/ya çaresizliğin ittifakı !

23 Ocak 2025 Perşembe

Nothing Personal

Nothing Personal
Özel Hayatlar (kişisel değil)
2009
Hollanda 


İnsan insanın zehrini alırmış.. Hem insan olmanın sermayesi hüzünmüş. Bir de yolda olmak lafla olmazmış, insanlık gibi. Çaba, özveri ve aşk istermiş..

Gitmek, kalmak en çok da vazgeçmek üzerine bir roman bu film.  Kalabalıkların kasırgasından kitaba, kendine, kainata kaçış. İsteyen, arayan ve susa(y)anların lahuti buluşması.. Şükrandan taraf bir vuslat. Adsız !

İşte böyle bir film bu veya masal. Nasıl bir yalnızlık istersinin hikayesi ?. Kim, ne ve nereli olduğunun önemi yok. Sen yola çık, yolda ol yol senin kalbine fısıldayacak durman gereken yeri. Geleceğini inşa etmen yer burası diyecek ne ki kendini tanırsan. Yani önyargılarından, köleliğinden kurtulursan.

Nothing Personal birini sevmenin verilen bir söz olduğunu öğretiyor bize. Başta çıka, düşe kalka !


19 Ocak 2025 Pazar

Soysuzlar Çetesi

Inglourious Basterds
Soysuzlar Çetesi 
2009
ABD 
Quentin Tarantino 


Sinematografik bir şölen. Biçimsel olarak ışık, müzik, şuh bir dil ve aksiyon.. Tarantino yapmış yine yapacağını. 

Ne ki özsel olarak yine klasik bir Amerikan galibiyeti. Dünya'nın külhanbeyinin, bilinçaltlarına manipülatif çıkarımı. Her zamanki gibi her yere özgürlük(!) taşıyan bir kurtarıcının şovu Soysuzlar Çetesi. Belki de bu isimle bir itirafı, ne olduğunun ! 

Gözlerimize baka baka hileli bir oyun. Ne itiraz edeni var ne de masadan kalkanı. Yahudileri, Afganistanı, Afrikayı ve yarın kim bilir nereyi kurtaracak Soysuzlar Çetesi !?

Ford V Ferrari

Ford V Ferrari 
Asfaltın Kralları 
2019
ABD 
Biyografi / Dram 


Asfaltın Kralları, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini konu alması bakımından tarihi bir film.

Henry Ford II zor durumdaki Ferrari satın almak ister ve Enzo Ferrari teklifi hem reddeder hem de rencide eder. Henry Ford II gururlu ve kibirli ancak kararlı Amerikalı mühendis bir grup ve tasarımcıdan sıfırdan bir yarış otomobili yapmalarını ister ve aksiyon başlar.

Eski yarışçı. Carroll Shelby (Matt Damon) ve İngiliz şoförü Ken Miles’ın (Christian Bale) başını çektiği ekip, uzun yıllardır pistlere egemen olan Ferrari’yi Fransa’da düzenlenen 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası’nda alt etmenin tarihini yazarlar..

Matematiğin, aşkın ve karakterin galip geldiği bir finish yazar bu film. Ford a dair ve veya ABD ye dair başkaca bir biyografi. İllaki galip gelinen/gelen gizli öznenin kimlik kartı.

Oppenheimer

Oppenheimer
2023
Yazan/yöneten 
Christopher Nolan

Politik çok katmanlı günah çıkarma seansı.. İnsanlık suçuna bir elbise dikmiş Christopher Nolan. Özür içerikli kurtuluş reçetesi yazmış kavmine. Salt Oppenheimer ın değil aynı zamanda ABD nin biyografisi bu. Organize bir orgazm. 

Atom bombasına sanatsal bir kılıf geçiren yönetmen, tâbi ki milli fetvayı alacaktı 7 Oscar adında bir icazetneme ile. Topu günah keçilerinin göğsünde sektiren illegal mahkemenin başarısı alkışa şayan. Diyalogların ortak paydasından damlayan riyakarlık herkesin üzerine sıçrıyor. Bellekler bu bağlamda hem bulanıyor hem bulaşıyor affın bağışlanamaz ağırlığına..

Kısacası Opepenheimer temize çekilmeyecek bir temize çıkarma operasyonu. ABD nin personasının teşhiri !




OBLIVION

OBLIVION
2018
ABD 
Kosinski
Tom Cruise, Morgan Freeman
Bilim Kurgu 

Oblivion yeniden bir versiyon değil. Ne bir kitaptan, ne bir oyundan ne de bir çizgi filmden sinemaya uyarlanmış. Kosinski'nin bizzat kendi yazdığı ancak yayınlanmayan çizgi romanını evirdiği film.
Dünyanın istila edildiği 2073 yılında geçiyor Oblivion. İnsanoğlu bu istilayı geri püskürtmeyi başarmış ancak nükleer silah kullanıldığından durum pek de iç açıcı değil. Kurtulan azınlık Satürn'ün en büyük ayı olan Titan'a transfer edilmiş. Yani insanoğlunun savaşı yine kendi türü ile ! 
Bu film bence The 100 ün Kosinski yorumu. Aksiyon, bilim kurgu ve sağduyu.. Klonlansa da Tom Cruise hep galip. Şeyhi Morgan Freeman önderliğinde.





THE SUBTANCE

THE SUBTANCE 
MADDE
2024
Yönetmen Coralie Fargeat
Senarist : Coralie Fargeat
Oyuncu: Demi Moore

Yıldız.. Alegorik olarak mağaranın giriş ve çıkışına rapt edilen güçlü bir imge. Zira bu film personanın manifestosu. Formların pornografik savaşı. Hırsın hırsını alamadığı, almaya doyamadığı şikemperver bir mücadele. Maddenin veya maddeye ram olmanın ilkel ve daimi zaferini(!) seyrediyoruz aslında içimizde. Zaaflarımıza bizi müptela eden madde ! Konfor alanımıza adapte olan maddenin, şuurumuzu nasıl da işgal edişini izliyoruz bu filmde.

İçimizde koleksiyonunu yaptığımız maskelerin ruhumuzu ne denli entübe ettiğinin farkına varmadan geçiyor hayat. THE SUBTANCE bu mağlubiyetin mimarını dışarıda değil içeride arayın diyen bir ayna. Ters diş vida. Balataları değiştirmemizi söyleyen, kendi algısına koşulsuz inananları uyaran bir eksper. Kısacası; yüzüne bakabilmen için, içinle yüzleşmelisin diyen bir eser.. Kosinünüsü bol muhasebe. İçinden çıkabilmek için cebir yetmez !



17 Ocak 2025 Cuma

EN KARANLIK GECE / DARKEST HOUR

DARKEST HOUR
EN KARANLIK SAAT
2018
Biyografi / Tarih 
Yönetmen: Joe Wright
Oyuncu: Gary Oldman

Çanakkale Zaferinin yıllar sonraki ikinci dünya savaşına nasıl etki ettiğini ve savaşın şekillenmesinde oynadığı rolü bulabileceğiniz bir itiraf bu film.

Aslen bu film; Winston Churchil in ikinci dünya savaşı sırasında İngiltere işgal edilmek üzereyken başbakan olmasını, mücadelesini özeleştirisini, iç ve dış manipülasyonlarına rağmen stratejik duruşunu ünleyen sıkı bir biyografi. Zor kararların ve meçhul yani karanlık saatlerin belgesel vari tarafı. İngiliz tarafı!

Bu klasmanda her zaman ki gibi subjektif ama güçlü bir sinematografi. Seyir edilesi..



7 Ocak 2025 Salı

Anna Karenina

Anna Karenina 
2012
United Kingdom 
Lev Tolstoy un eserinden 
Dram/Müzikal 

Tiyatral havası, müzikleri, görselliği ve  oyunculukları ile farklı bir konsept. Sinemaya yani "görsel" sanata ziyadesiyle katkıda bulunmuş 2012 yapımı bu filmi 1915'den bu yana tam 13 kez değişik ülkelerde sinema ve televizyon versiyonları çekilmiş. Dünya Klasiklerinin Rusya ayağı olan Lev Tolstoy un muhteşem bir romanından bahsediyoruz. Binaenaleyh hem tiyatro hem sinema keyfi alabileceğiniz nadir bir yapım.